And When He Falleth

Theatre Of Tragedy And When He Falleth

[Female Voice:]
“Be my kin free fro carnal sin,
Bridle the thoughts of thy Master.”

[Male Voice:]
“There hath past away a glore fro the Earth;
A glore that in the hearts and minds of men,
Men demented – blindfolded by light,
Hourisheth as weed in their well-groom’d garihs.”

[Male Voice:]
“Might I too was blindfolded ere,
Tho’ years have master’d me
A masque of this to fashion:
Seer blest, thou best philosopher!”
[Female Voice:]
“The quality of mercy and absolution,
Whence cometh such qualities?
Build thyself a mirror in which
Solely wanton images of thy desire appear!”

[Male Voice:]
“Tis the Divine Comedy –
The fool and the mocking court:
Fool, kneel now, and ring thy bells!:
We hold the Earth to heaven away.”
[Female Voice:]
“Tis is Divine Tragedy –
The fool and the mocking court:
Fool, kneel now, and ring thy bells!:
Make us guffaw at thy futile follies,
Yet for our blunders – Oh, in shame;
Earth beareth no balm for mistakes –
We hold the Earth to Hell away.”

***[Dialogue:]***

[Male Voice:]
That cross you wear around your neck;
is it only a decoration, or are you a
true Christian believer?

[Female Voice:]
Yes, I believe – truly.

[Male Voice:]
Then I want you to remove it at once!
– and never to wear it within this castle
again! Do you know how a falcon is trained my
dear? Her eyes are sewn shut. Blinded temporarily
she suffers the whims of her God patiently, until
her will is submerged and she learns to serve –
as your God taught and blinded you with
crosses.

[Female Voice:]
You had me take off my cross because it
offended….

[Male Voice:]
It offended no-one. No – it simply appears
to me to be discourteous to… to wear
the symbol of a deity long dead.
My ancestors tried to find it. And to open
the door that seperates us from our Creator.

[Female Voice:]
But you need no doors to find God.
If you believe….

[Male Voice:]
Believe?! If you believe you are…gullible.
Can you look around this world and believe
in the goodness of a god who rules it?
Famine, Pestilence, War, Disease and Death!
They rule this world.

[Female Voice:]
There is also love and life and hope.

Very little hope I assure you. No. If a god
of love and life ever did exist…he is long
since dead. Someone…something rules in his
place.

***[End of Dialig]***

[sung:]

[Male Voice:]
“Believe? In a deity long dead? –
I would rather be a pagan suckléd in creeds outworn;
Whith faärytales fill’d up in head;
Thoughts of the Book stillborn.”

[Female Voice:]
“Shadow of annoyance –
Ne’er come hither!
…And when He falleth, He falleth like Lucifer,
Ne’er to ascend again…”

Ve O Düştüğünde

Şehvet günahından arınmış kan daşım ol
Efendinle ilgili düşüncelerini dizginle

Dünyadan bir parlaklık geçti gitti
O parlaklık ki, insanoğlunun kalbinde ve zihnindeydi.
İnsanoğlu çıldırdı, ışıkla kör oldu
Güzelce düzenlenmiş kilise bahçelerinde yabani otlar gibi geliştiler.

Ben de önce körleşmiş olabilirim
Yıllar beni ustalaştırmış olsa da.
Bir maske giyiliyor:
“kutsanmış kahin”, “en iyi düşünür”!

Merhamet ve affediş,
Bu özellikler nereden geldi?
Kendinize bir ayna yaptınız,
Sırf kendi zevkinizin ahlaksız görüntülerinin göründüğü!

Bu ilahi komedya – ilahi tragedya
Aptal ve sahte mahkeme
Aptal olan, diz çök ve zillerini çal
Dünya’yı cennet’ten ayırdık
Güldür bizi beyhude akılsızlıklarına
Büyük hatalarımıza rağmen-ah, utanç içinde
Dünya hatalar için merhem sunmadı
Dünya’yı cehennem’den ayırdık.

Diyalog:
Erkek:boynunuza taktığınız o haç, sadece bir süs mü yoksa gerçek bir hristiyan mısınız?
Kadın:evet, inanıyorum.
Erkek:o halde bir an önce çıkarmanızı emrediyorum!
Ve bir daha bu kale içinde takmayın!
Erkek:bir şahinin nasıl eğitildiğini bilir misin, canım? Gözleri dikilir.
Geçici olarak körleştirilmiş bir halde “tanrı”sının gereksiz emirlerine sabırla boyun eğer,
Ta ki kendi iradesi bastırılana ve itaat etmeyi öğrenene kadar-aynı sizin tanrınızın size haçlarla yaptığı gibi.
Kadın:haçımı çıkarttırdınız çünkü rahatsız oldunuz bundan-
Erkek:kimsenin rahatsız olduğu yok. sadece bana saygısızca geliyor…
Uzun zaman önce ölmüş bir sembolü taşımak.
Atalarım onu bulmaya çalıştı, ve yaratıcımızdan bizi ayıran kapıyı açmaya.
Kadın:ama tanrıyı bulmak için kapılara ihtiyacınız yok ki. eğer inanırsanız..
Erkek:inanmak mı?! eğer inanıyorsan aptalsındır.
Bu dünyada etrafına bakıp da bir iyiliği yöneten
bir tanrının varlığına inanabiliyor musun?
Kıtlık, veba, savaş, hastalıklar ve ölüm! onlar dünyayı yönetiyor.
Kadın:ayrıca sevgi, yaşam ve umut da var…
Erkek:çok az umut var, seni temin ederim.
Eğer sevgi ve yaşamın bir tanrısı var olduysa bile… çok uzun zaman önce öldü.
Burada birileri…birşeyler bizi yönetiyor.

İnanmak? uzun zaman önce ölmüş bir sembole?
Bir pagan olmayı tercih ederim, çağdışı inançlardan süt emmiş;
Aklı peri masallarıyla dolu:
Kitap’ın düşünceleri ölü doğmuş.

Rahatsızlığın gölgesi,
Buraya asla gelme!
…ve o düştüğünde, lucifer gibi düştü
Bir daha asla yükselmemek üzere…

Theatre Of Tragedy

Sitemizde sanatçıya ait toplam 3 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.