Goodbye
Try not to let the burn become a scar
What’s left of me is only broken parts
You take the pretty and color it dark
My only grievance is a broken heart
When you finally find yourself
Tell him I said, tell him I said
When you finally find yourself
Tell him I said, tell him I said
Goodbye
Goodbye
You’re riding paper airplanes
Can’t see the string
You cover up the poison, with poetry
You traded roses and left me sorry
My only grievance is a broken dream
When you finally find yourself
Tell him I said, tell him I said
When you finally find yourself
Tell him I said, tell him I said
Goodbye
Goodbye
Goodbye
Goodbye
Ooh-oh-ooh
Tell him I said, tell him I said, ooh-oh-ooh
Tell him I said, tell him I said, ooh-oh-ooh
Tell him I said, tell him I said ooh-oh-ooh
Tell him I said, tell him I said
When you finally find yourself (find yourself)
Tell him I said, tell him I said
When you finally find yourself
Tell him I said, tell him I said
Goodbye
Goodbye
Goodbye
Goodbye
Goodbye
Hoşçakal
Yanıkların yara izi kalmasına izin verme
Benden geriye kalan sadece kırık parçalar
Bütün güzelliği aldın ve herşeyi kararttın
Tek şikayetim kırık bir kalp
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Hoşçakal
Hoşçakal
Kağıt uçağa biniyorsun
Kandırılmayı göremiyor musun?
Zehiri şiirle örtbas ettin
Gülleri kullandın ve bir özürle terkettin
Tek şikayetim kırık bir kalp
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Hoşçakal
Hoşçakal
Ooh-oh-ooh
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Nihayet kendini bulduğunda
O’na ‘şöylemiştim’ de , o’na ‘söylemiştim’ de
Hoşçakal
Hoşçakal..