Could you love somebody like that?
Could you attract someone like that?
Could you go where people can see someone like me?
Could you do that?

Would you face me?
Make me listen to the truth
even if it breaks me?
You can judge me, love me
If you’re hating me, do it honestly

All I see are stepford-like lives
Needles and knives, beautiful lies
Bringing out the green in your eyes
Perfect disguise for envy and pride.

Face me
Make me listen to the truth
even if it breaks me
Judge me, love me
If you’re hating me, do it honestly.

You can tell me! You can tell me!
You can tell me! You can tell me!
You can tell me…

Face me.
Make me listen to the truth
even if it breaks me
You can judge me, love me
If you’re hating me

Would you face me?
Make me listen to the truth even if it breaks me
Judge me, love me
If you’re hating me, do it honestly
Honestly, honestly, honestly

Dürüst

Birini böyle sevebilir misin?
Birini böyle etkileyebilir misin?
İnsanların benim gibi birini görebileceği bir yerde durabilir misin?
Bunu yapabilir misin?

Benimle yüzleşmek ister misin?
Beni, gerçeği dinle eğer beni kırıyor olsa bile mi?
Bana hükmedebilirsin, beni sevebilirsin
Eğer benden nefret ediyorsan dürüst ol

Görebildiğim tüm şeylerde stepford yaşamak
İğneler ve bıçak, güzel yalanlar
Gözlerinin yeşilinden çıkar
Harika sahtelik, kıskançlık ve gurur

Yüzleş benimle
Beni, gerçeği dinle beni kırıyor olsa bile mi
Bana hükmet, beni sev
Eğer benden nefret ediyorsan, dürüst ol.

Bana söyleyebilirsin! Bana söyleyebilirsin! Bana söyleyebilirsin! Bana söyleyebilirsin!
Bana söyleyebilirsin…

Yüzleş benimle
Beni, gerçeği dinle eğer beni kırıyor olsa bile mi
Bana hükmedebilirsin, beni sevebilirsin
Eğer benden nefret ediyorsan

Benimle yüzleşmek ister misin?
Beni, gerçeği dinle eğer beni kırıyor olsa bile mi
Bana hükmet, beni sev
Eğer benden nefret ediyorsan, dürüst ol
Dürüst, dürüst,
Dürüst