Who makes my heart beat like thunder?
Who makes my temperature rise?
Who makes me tremble with wonderful rapture
With one burning glance from her eyes?

Marguerita!

Once I was free as a gypsy,
A creature too wild to tame,
Then suddenly I saw Marguerita
And I was caught like a moth in the flame.

Marguerita is her name.
Marguerita!

Her lips have made me her prisoner,
A slave to her every command.
She captivates me and intoxicates me
With one little touch of her hand.

Marguerita!
Sweet Marguerita
Sweet, sweet, Marguerita.

Kalbimi gök gürültüsü gibi çarptıran kim?
Kim ateşimi yükselten?
Kim beni olağanüstü bir şekilde kendimden geçirerek ürpertir,
Gözlerinden çıkan tek bir yakıcı bakış ile?

Marguerita!

Bir zamanlar bir çingene kadar özgürdüm,
Uslanması zor bir varlıktım,
Sonra birden Marguerita’yı gördüm
ve aleve yakalanan bir pervane gibi yakalanmıştım

Marguerita onun adı,
Marguerita!

Dudakları beni ona esir etti,
her emrine köle etti.
Beni büyülüyor ve sarhoş ediyor,
küçük bir dokunuşu ile.

Marguerita!
Tatlı Marguerita
Tatlı, tatlı Marguerita.